[PDF] Edebiyat Ve Din Karabatak 27 - eBooks Review

Edebiyat Ve Din Karabatak 27


Edebiyat Ve Din Karabatak 27
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE

Download Edebiyat Ve Din Karabatak 27 PDF/ePub or read online books in Mobi eBooks. Click Download or Read Online button to get Edebiyat Ve Din Karabatak 27 book now. This website allows unlimited access to, at the time of writing, more than 1.5 million titles, including hundreds of thousands of titles in various foreign languages. If the content not found or just blank you must refresh this page





Edebiyat Ve Din Karabatak 27


Edebiyat Ve Din Karabatak 27
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve Din Karabatak 27 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


Yükselen Söz: Edebiyat Ruhu yükseldikçe sözü yükselen insan elbette göğe bakacaktı. Hiçbir sanat yoktu ki gücünü aşkın bir makamdan almasın. Bataklığın diliyle semanın dili bir olur mu! Sivrisinek vızıltısıyla bülbül şakıması… Bal için çiçek lazım, meyve için güneş. Allah kelimeleri öğretti Hz. Âdem’e. Kelimeleri olmayan insan nasıl okuyacaktı evreni? Din okumayı emretmişse yazmayı da emretmiştir. Okunabilmesi için yazılması gerekiyor çünkü. Münacaat ve naatla başlayan bir divan semavî referansını daha ilk dudak kıpırtılarıyla itiraf etmiştir. Sözü sahibine irca eden bu kutlu ziraatın ebedî ürünler vermesi kadar doğal ne var. Sadece Yunus’a ve Mevlana’ya değil, Dante ve Shakespeare’e de solmaz eserler verdiren sır gaybın kapısını çalmış olmalarıdır. Öyle bir kapıdır ki o, kimseyi eli boş göndermiyor. Büyük sanatçılar yalnız büyük emeklerle oluşturmadılar eserlerini. Çalışırken emeklerinin boşa çıkmaması için dua da ettiler. Fuzulî, divanının mukaddimesinde Allah’a yakardı mahcup olmamak için, Gogol “Ölü Canlar”ı gece gündüz yaptığı dualarla diriltti. Michelangelo’nun heykellerinin çamurunda bile dua gözyaşları var. Bu sayımızın dosyasında işte bu iki alan yan yana getiriliyor: Edebiyat ve din. Bu bağlamda yazılarını Karabatak okurlarına sunan Ahmet Sarı, Enes Günaslan, Kenan Mermer, Ali Sürmelioğlu, Şafak Çelik, Bünyamin Demirci, Naime Erkovan ve Ali Büyükçapar konuyu farklı açılardan ele aldılar. Karabatak, röportaj için yine ülke sınırlarını aştı ve bu kez Filistin’e uzandı. Filistin’in ünlü şair ve romancılarından İbrahim Nasrallah, “Yaratıcı Eser, Yüz Derenin Birleşip Bir Göl Oluşturmasıdır” diyerek kendi yazma serüvenini Sare Öztürk’ün soruları ışığında anlattı siz değerli okurlarımıza. Deneme sayfalarımızda Hüseyin Su, bir efsanenin kapısını aralayarak “Edebiyat” dergisinin manifestosunu mürekkebiyle buluşturdu. Ali Ömer Akbulut geçtiğimiz sayıda başlattığı “Kitapla Kendini Okumak” yazılarına devam ederken Güzide Ertürk dehşetli bir deniz fenerinin hikâyesini cömertçe paylaştı bizlerle. Emine Batar’ın “Kayıtlar”ını sürdürmesini bekliyordunuz, evet kaydetmeye devam etti Batar. Poetika yazılarına her sayıda susadığımız isimler kupalarımızı yine iksirleriyle doldurdular: Hasan Akay, Ali Ömer Akbulut ve Koray Feyiz. Mehmet Sabri Genç büyülü tefrikasına bir halka daha ilave ederken Hüseyin Yorulmaz, Ragıb Paşa’nın biyografisine bir taş daha ekledi. Ahmet Can’ın, D. Mehmet Doğan’ın son kitabı “İki Yol Açıcı: Nureddin Topçu ve Necip Fâzıl”ı değerlendirdiğini de söylemeliyiz. Öykücülerimiz Necati Mert, Bünyamin Demirci, Emine Batar, F. Büşra Helvacıoğlu, Ela Korgan, Hümeyra Yabar, Murat Dai, Hatice Kübra Koca, Selma Türköz ve Leyla Polat. Şairlerimiz Hüseyin Akın, Hasan Akay, Ayşe Sevim, Meryem Kılıç, Şafak Çelik, Sümeyra Yaman, Yusuf Koşal, Adnan Metin, Kamil Remzi Cin, Emirhan Kömürcü, Fuat Eren, Sevgi Yerlioğlu, Ahmet Can, Berke Camekan, Çayan Özvaran, Koray Feyiz, Ali Seyyah, Mehmet Doruk Kandemir, Sare Öztürk, Yusuf Duruk, Deniz Atay ve Nuriye Erdoğan. Şiir çevirilerinde ise Sare Öztürk, Nihan Albayrak, Mustafa Sarı ve Deniz Atay yer alıyor. Ve elbette olmazsa olmaz dostlarımız Sedat Gever, Ertan Ayhan Sertöz, Rahşan Tekşen, F. Hande Topbaş, M. S. Topbaş, Songül Koç, Hakan Bilge, Hüseyin Sorgun Karabatak’ı yirmi yedinci kez havalandırıyorlar.



Edebiyat Ve M Zik Karabatak 43


Edebiyat Ve M Zik Karabatak 43
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve M Zik Karabatak 43 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


SÖZ KANATLANMAK İSTEDİĞİNDE Söz, kanatlanmak istediğinde müzik atına biniyor. Bu yüzden “sözden ziyade musikiye yakın” şiir. Bir Haşim değil bunu söyleyen. Hiçbir büyük yazar ve şair yok ki bu görkemli koroda yerini almasın. 1953 yılında günlüğüne şunları yazıyordu Tanpınar: “Ben bundan sonra yalnız musikiden bir şeyler ümit edebilirim. Hayatımı onun etrafında kurmaktan başka hiçbir çarem yoktur. Bunu on yıldır dü­şünüyorum. Gecikmesi hiçbir şey ifade etmez. Tek çarelerde zaman kay­bedilmesinin kıymeti olamaz. Ben ancak musikiden hareketle, onun vası­tasıyla poetik dünyamı kurabilir, yani kendime bir iç âlem hazırlayabilirim!” Bu satırlar Tanpınar’ın gönlüne Paris’te can sıkıcı bir müze gezisi sırasında, aniden odalara yayılan Mozart serenadının ardından düşmüş o gün sadece şiirinin değil romanlarının da mayasını müzikte aramaya karar vermiştir. Nitekim günlüğünün bir başka sayfasında şu ifadeye rastlıyoruz: “Bu sabah ikinci, bir haftadan beri, belki üçüncü defadır ki ‘Beşinci Senfoni’yi dinliyorum. Ve bana daima büyük bir roman hissini veriyor. Yal­nız bir noktada, baş tarafında motif çatışmalarının arasından birinci ke­manın cümlesi çıktığı zaman şiirin kendisi oluyor. Ah bütün bunları bugünkü zihnî çalışmayı ve dikkati yirmi sene evvel el­de etmiş olsaydım.” Tanpınar’ın bir de kendine nasihatleri vardır günlüğünde. O nasihatlerden bazılarına biz de kulak verebiliriz pekâlâ: – Genişlemeye çalış. Resim ve musikîden çıkarman kabil olanı çıkar. Resmi harcama, ne de heykeli. – Musikî modelimiz ve nizamımız, resim yardım­cımızdır. – Ustalarını yeniden seç ve onlara yorulmadan dön. Dersini ara. Daima dikkatli ol. Musikî sana sonsuz imkânlar açabilir. Karabatak 43. sayısıyla yedinci yılını doldurmuş sekizinci yılına girmiş bulunuyor. Bu coşkuyla belirledik dosya konumuzu: “Edebiyat ve Müzik.” Türkan Alvan “Kudemanın Şiir ve Musıkî Kardeşliği”; Yurdagül Mehmedoğlu “İhsan Kavrayışı ve Musıkînin Muhayyel Diliyle Kendini Anlamlandırma”; Mehmet Sabri Genç “Söz’ün İçindeki Ses, Ses’in İçindeki Söz”; Ertuğrul Aydın “Edebiyat Ülkesinin Yakın Komşusu: Müzik”; Serhat Demirel “İlhan Berk’in Şiirinde Sesin ve Sessizliğin Musikisi”; Şafak Çelik “Boşlukta Var Olan, İmkânsızın Şarkısı”; Oğuz Şenses “Notanın Vecdinden Türk Romanına Sızan Damlalar”; Ünal Çelik “Piyanonun Başındaki Yasak Aşk”; Rabia Berna Tümkor “Kroyçer Sonat”; Gamze Beşenk “Zülfün Dökmüş Yüzüne” ve Bünyamin Demirci “Vatan Nasıl Karışır Musikiyle” başlıklı yazılarıyla sözü kanatlandırdılar. Bu kelam neşesine müziğin sihirli eli değmeliydi. Değdi de. Ülkemizin seçkin müzisyenlerinden Erkan Oğur’a uzattık Karabatak’ın mikrofonunu. Emine Taş’ın sorularını özenle cevapladı usta. “Eğer Ses İnsansa, Sessizlik Müziktir” diyen Oğur’un bir yandan sanat çizgisine tanık olurken diğer yandan kişisel tarihine kulak verdik. Bu sayımızın şairleri: Ali Seyyah, Âdem Yazıcı, Hüseyin Akın, Şafak Çelik, Sümeyra Yaman, Hasan Akay, Nurettin Durman, Mustafa Uçurum, Adnan Metin, Cengizhan Orakçı, Kamil Remzi Cin, Ahmet Akarsu, Bahaddin Tuncer, Betül Aksakal, Merve Atan, Zeynep Büşra Erfan, Serpil Çete, Pınar Yeşil ve Yasemin Zengin. Öykücülerimiz ise Hilal Karaman, Yasemin Yıldız, Nurcan Avcı Bayraktar, Nevzat Sazak, Hülya Sarıhan, Ebru Aydın ve Özlem Göktaş. Deneme sayfalarımızda bu sayı D. Mehmet Doğan’ı, Hasan Akay’ı ve Tuğba Ekiz’i ağırlıyoruz. Poetika bölümünde Ali Ömer Akbulut ve Hasan Akay selamlıyor okurumuzu. Kitap yazılarında Arzu Kadumi, Naime Erkovan’ın son kitabı “Akvaryum Fırtınası”; Ela Korgan, Aziza Rüya’nın üçüncü öykü kitabı “Tek Başına İyilik”; Sümeyra İkiz, Derya Kılıçlar’ın “Cevdet”; Şafak Çelik, Ahmet Bozkurt’un “Ku’yu”; Berrin Erdoğan, Fatma Tavukçuoğlu’nun ilk öykü kitabı “Labirent Dönemeci” ve İlknur Demirci, Şule Köklü’nün ikinci romanı “Baltar” adlı eserlerini tanıttılar. Hüseyin Yorulmaz yeniden kültür yazılarıyla aramızda. “Projektör” bölümümüzün konuğuysa şair Sümeyra Yaman. Sinema yazılarında ise bu sayı yeni bir isme hoşgeldin diyoruz: İsmail Irmacık. Ve elbette her sayı dergimize emek veren dostlarımızı unutmuyoruz: Sedat Gever, Ertan Ayhan Sertöz, Ayşe Ural, Sabahattin Kayış, F. Hande Topbaş, M. S. Topbaş, Rahşan Tekşen ve Derya Özer. Karabatak kırk üçüncü kez havalandı.



Edebiyat Ve Thaf Karabatak 22


Edebiyat Ve Thaf Karabatak 22
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve Thaf Karabatak 22 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


MERKEZİ GÖSTEREN PUSULA Hayatın merkezine alınan nesneye ya da düşünceye göre şekillenir varlığımız. Ona ulaşma gayesi bazen sınırlar çiğnetir, bazen fedakârlık gerektirir. Bu nedenle önemlidir, merkeze neyi aldığımız çünkü onu canlı tutma gayretidir bizi de canlı tutan. Pusulamızın ibresi hep o tek hedefi işaret eder ve bütün eylemlerimiz varış noktamızın nabzıyla atar. İnsanlık tarihi, maddi gayelerin sadece hezimeti doğurduğunu göstermiştir. Oysa yalnızca sanat gibi seçkin hedeflerle yücelmeyi başarmıştır insan. O yüzden Karabatak, pusulasını tek bir noktaya çevirip edebiyatı hayatın merkezine yerleştirmiştir. Hayatı merkeze alarak yine iddialı bir röportaja imza attık. Edebiyat dünyamızın dününe ve bugününe vâkıf olan önemli isimlerden Prof. Dr. M. Fatih Andı, “Türk Edebiyatının Romanla İlişkisi, Sancılı Bir İlişkidir” diyerek zengin bir söyleşiyle hem edebiyata hem de edebiyatın hayatımıza yansımalarına yeni bir ufuk açtı. Her şeyin bir merkezi olduğu gibi, eserlerin de merkezleri vardır. Yazar ya da şairler kimi zaman bu noktayı ithaflarıyla göstermişlerdir. Bunu bulmak için Karabatak da dosyasını “ithaf” konusuna ayırdı. Tarihsel sürecinden bugüne, ünlü olanlarından tuhaflarına kadar geniş bir halka çizildi bu konu etrafında. Mehmet Ulukütük, Şafak Çelik, Naime Erkovan, Bünyamin Demirci, Fatih Taşcı, Meryem Kılıç ve Dursun Güzel dosyada yer alan isimler. Bu sayımızın şairleri Koray Feyiz, Murat Batmankaya, Hüseyin Akın, Nurettin Durman, Hasan Akay, Meryem Kılıç, Adnan Metin, Şafak Çelik, Sümeyra Yaman, Emirhan Kömürcü, Yusuf Koşal, Sare Öztürk, Çayan Özvaran, Sevgi Yerlioğlu, Nihat Hayri Azamat, Ahmet Sarı, F. Nuriye Torun, Şeymanur Cuvoğlu, Samet Koparan, Nuriye Erdoğan ve Ali Seyyah. Öykücülerimiz Güzide Ertürk, Bünyamin Demirci, Mehmet Babalıoğlu, Demet Soysal, Önder Şit, C. Zeynep Kaplantaş, Meliha Öz, Şeyma Gümüş, Selma Türköz ve Muhammed İkbal Yıldırım. Şiir çevirmenlerimiz Sare Öztürk, Prof. Dr. Mehmet Kanar ve Ahmet Cora. Deneme yazılarında Necati Mert, Zeki Demirkubuz ve Van Gogh eksenli çalışmasıyla yer aldı; Türkân Alvan, “Huzur” romanının mûsıkî tahlilini yaparken İmran Elagöz Taşkın, kelimelerin anlam yolculuğunu inceledi. Poetika yazılarımızda Hasan Akay, bu kez göstergelerin dünyasını mana merceğinin altına aldı. Ali Ömer Akbulut “Şiir İnsanın En Mükemmel İsmidir” yazısını; Mehmet Sabri Genç “Kâbuslar da Şahlanır” başlıklı tefrikasını paylaştı Karabatak okurlarıyla. Kitap tanıtım yazılarında Nurbanu Dönmez, Şerif Eskin’in “Zaman ve Hafızanın İzinde” isimli eserini; Sümeyra Yaman, Cafer Keklikçi’nin “El İzleri” adlı deneme ve “Havarya” isimli şiir kitabını ve Önder Şit, Ayhan Geçgin’in “Uzun Yürüyüş” romanını inceledi. Atölye bölümümüzde Ayşe Kâfi, İstanbul Modern’de sergilenen “Zaman ve Sanatçı” isimli koleksiyonu değerlendirirken gezi yazılarında F. Hande Topbaş bizi masallar şehri Van’a ve H. Hümeyra Şahin Dostoyevski’nin kenti St. Petersburg’a götürdü. Hüseyin Sorgun, “Hamlet dindar mıydı?” sorusunun cevabını Jalon’da bulmaya çalıştı; sinema bölümümüzde Hakan Bilge, aşk filmlerinin efsane yönetmeni François Truffaut’yu sayfasına taşırken Songül Koç, Pixar’ın son animasyon filmlerinden “Ters Yüz”ü (Inside Out) Karabatak okurları için değerlendirdi. Ayrıca Sedat Gever’in eşsiz grafik tasarımı ve fotomanipülasyonlarıyla; Ertan Ayhan Sertöz’ün kara kalem çizimiyle ve fotoğraf sayfasının bu ayki konuğu Çayan Özvaran’la Karabatak, yirmi ikinci kez havalandı.



Edebiyat Ve Felsefe Karabatak 26


Edebiyat Ve Felsefe Karabatak 26
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve Felsefe Karabatak 26 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


Hayatın ve Ölümün Tanıkları: Edebiyat ve Felsefe Tanımları değişse de edebiyat ve felsefe aynı kaynaktan besleniyor: Dil. Dilden bağımsız bir etkinliği olmayan insanda bu iki nehrin buluşması kaçınılmazdı. En büyük uğraşının dil olması nedeniyle felsefenin edebiyatla kan bağının oluşması da. Zira Teoman Duralı hocamızın ifadesiyle, dil edebîleşmemişse, güçlü bir edebiyatı taşıyacak duruma gelmemişse, oradan felsefî dile geçilemezdi. Dil akrabalığı bir yana edebiyat ve felsefenin ilgi alanı da aynıydı: İnsan. Bu yüzden felsefeci ve edebiyatçılar aynı tekkede karşılaştılar sık sık. Edebiyatçı girenin felsefeci olarak, felsefeci girenin edebiyatçı olarak çıktığı bir dergahtı bu. Felsefî bir eser vermesine gerek yoktu edebiyatçıların, bütün kitaplarını felsefi sorgulamalarla doldurmuşlardı zaten. Felsefecilere gelince hayatı ve ölümü anlatabilmek için edebiyatın büyülü diline başvurdular. Zira insana yaklaşmanın başka bir yolu yoktu. Adıları edebiyatçı da olsa felsefeci de olsa hayatın ve ölümün ortak tanığıydılar. Dosya konumuz “Edebiyat ve Felsefe.” Ş. Teoman Duralı, Mehmet Sabri Genç, Ahmet Sarı, Ali Utku, Mustafa Günay, Mehmet Ulukütük ve Enes Günaslan, bir kitap muhtevasında irdelediler bu hassas ilişkiyi. Röportaj koltuğumuza ise bir hikmet adamı oturdu: Ekrem Demirli. “Tasavvuf, özel ve çetin yol demektir,” diyen Demirli, günümüzde yanlış algılanan tasavvufu, Mehmet Sabri Genç’in soruları çerçevesinde anlattı Karabatak okurlarına. Deneme sayfalarında yer alan isimler Necati Mert, Ali Ömer Akbulut ve Meryem Kılıç. Poetika yazılarıyla Karabatak’ın konukları Hasan Akay, Ali Ömer Akbulut ve Koray Feyiz. Mehmet Sabri Genç, tefrikasına devam ederken Hüseyin Yorulmaz portre yazılarını, Ragıp Paşa’nın ilginç hayatıyla sürdürüyor. Karabatak’ın şairleri Ercan Yılmaz, Hasan Akay, Hüseyin Akın, Adnan Metin, Ahmet Can, Şafak Çelik, Yusuf Koşal, Çayan Özvaran, Fuat Eren, Sare Öztürk, Kamil Remzi Cin, Sevgi Yerlioğlu, Berke Camekan, Ali Seyyah, F. Nuriye Torun, Mehmet Doruk Kandemir, Duygu Öztürk, Nuriye Erdoğan, Mustafa Çeğindir, Pınar Yeşil, Cennet İmata ve Zeynep Kamacı. Çeviri şiirde Sare Öztürk ve Mustafa Sarı yer alıyor. Öykücülerimize gelince: Hüseyin Su, Demet Soysal, Emine Batar, Yunus Develi, Meliha Öz, Emre Şahin, Mustafa Uçurum, Selma Türköz, Mesut Koçak, Emine Bayındır, Betül Barış, Gonca Güleş, Nehar Çakır Ordu ve Firdevs Aparı. Bu sayının fotoğraf sayfasında, mülteci bir ailenin hayatta kalma mücadelesini objektifine düşüren Latif Dinçaslan konuğumuz oluyor. Kitap sayfalarında Fatma Akdağ, Ömer Yalçınova’nın inceleme eseri “Raskolnikov mu? Bihruz Bey mi?”yi tanıtırken Yaşar Öztürk, Murat Batmankaya’nın çevirisi “Deccal”i okurlarımıza sunuyor. Ve olmazsa olmaz dostlarımız: Tiyatro yazılarıyla Hüseyin Sorgun; sinema yazılarıyla Hakan Bilge ve Songül Koç; gezi yazılarıyla F. Hande Topbaş ve Rahşan Tekşen; karakalem çizimiyle Ertan Ayhan Sertöz; fotomanipülasyon, illüstrasyonları ve eşsiz grafik çalışmasıyla Sedat Gever. Karabatak, yirmi altıncı kez havalandı…



Edebiyat Ve Propaganda Karabatak 25


Edebiyat Ve Propaganda Karabatak 25
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve Propaganda Karabatak 25 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


Bir İhtiyaç Olarak Sanat Maslow’un “İhtiyaçlar Piramidi”nin en alt basamağını, yeme, içme, giyinme gibi temel ihtiyaçlar oluşturuyordu. Bulunduğu kademenin gereksinimlerini karşıladıkça bir sonraki basamağa çıkabiliyordu insan. Her adım, onu transandantal zirveye yani yaratıcı kudret olarak kabul ettiği o güçlü ereğe ulaştırmak içindi. Oraya varırsa evrenle bütünleşecek, sonsuz enerjiden yepyeni bir hayat devşirecekti. İşte bu zirveye sanatı da dahil etmişti Maslow. Kendimizi bu piramidin sakini olarak kabul edecek olsak her yıl bir önceki seneden daha aşağıda varlığımızı sürdürdüğümüzü de kabul etmemiz gerekir. Zira insanlık dengesini kaybetti. Yıllarca azimle tırmanılan basamaklar, ayakların altından çekilmeye başladı bir bir. Sanata ulaşmak mı… Heyhat! Bir hayal kimliğinden başka bir şey değil sadece zan dünyamızda geçerli olan. Fakat insana yakışmaz ümidi kesmek. Piramitte bir gedik açıp sanatı temel ihtiyaçlar bölümüne ekleyebilirsek güneş ışıklarını düşürür mü üstümüze, kim bilir! Onu aşkın bir zirve değil, yaşamak için gereken temel enerji olarak hayatımıza katabilsek… Bu sayının dosya konusunu da bu enerjiyle hazırladı Karabatak ve ona “Edebiyat ve Propaganda” ismini verdi. Mehmet Sabri Genç “Propagandaya Karşı Edebiyat”; Mehmet Ulukütük “Edebiyatın Propagandası ya da Propaganda Edebiyatı”; Şafak Çelik “Dava mı Propaganda mı?”; Bünyamin Demirci “Kandırma Sanatı” ve Aziza Rüya “Jamais Vu” isimli yazılarıyla kelimeyi mercek altına aldılar. Karabatak yine önemli bir röportaja kapılarını araladı. Heykeltıraşlık, ebruzenlik gibi birçok sanatın derin gölgelerini ruhuna düşüren aziz münevverimiz Bekir Soysal, “Sanat, Millet Kültürünün Gülümseyen, Gülümseten Yüzü” diyerek yolculuğunu bizlere anlattı. Bu sayının deneme sayfalarında çok önemli iki ismi ağılıyor Karabatak: Hüseyin Su ve Necati Mert. Ve bir müjde veriyor okurlarına: Türk hikayeciliğinin ve düşünce hayatının mümtaz kalemi Hüseyin Su bu sayıdan itibaren Karabatak’ın yazı ailesi içinde yer alacak inşallah. Mehmet Sabri Genç, gizemli romanıyla tefrika bölümünde serüvenini sürdürürken, Hasan Akay, Ali Ömer Akbulut, Muhammed Sarı, Hayrettin Orhanoğlu ve Koray Feyiz poetika yazılarıyla şiir denizlerini yarmaya devam ediyorlar. Bu sayının şairleri Ayşe Sevim, Hüseyin Akın, Hasan Akay, Dursun Güzel, Nurettin Durman, Şafak Çelik, Sümeyra Yaman, Meryem Kılıç, Yusuf Koşal, Emirhan Kömürcü, Yusuf Duruk, Kamil Remzi Cin, Fuat Eren, Muhammed Sarı, Sevgi Yerlioğlu, Ali Seyyah, Adnan Metin, Berke Camekan, Nihat Hayri Azamat, Cengizhan Orakçı, Sare Öztürk, Mehmet Doruk Kandemir, Şeymanur Cuvoğlu, Bülent Özdemir, Nuriye Erdoğan, Şeyma Ünal ve Tuğba Çelikkaya. Bu sayının öykücüleri ise Berrin Erdoğan, Emine Batar, Ela Korgan, Merve Büyükçapar, C. Zeynep Kaplantaş, Emre Şahin, Aziza Rüya, Mustafa Uçurum, Leyla Polat ve Selma Türköz. Kitap yazılarında İlknur Demirci, Emine Batar’ın “Düğün Daveti” ve Emirhan Kömürcü, Murat Batmankaya’nın “Şenayi” isimli şiir kitabını değerlendirdi. Çeviri şiir sayfalarında ise Prof. Dr. Mehmet Kanar, Prof. Dr. A. Naci Tokmak, Güzide Ertürk, Sare Öztürk, Nihan Albayrak ve Mustafa Sarı tercümeleri bekliyor okurlarımızı. Ve elbette her sayı yanımızda yer alan dotlarımız F. Hande Topbaş, H. Hümeyra Şahin, Rahşan Tekeşen, Hüseyin Yorulmaz, Hüseyin Sorgun, Hakan Bilge, Songül Koç, Ertan Ayhan Sertöz, Fatih Korgan ve Sedat Gever’i anmadan geçemeyiz. Karabatak, sanattan ödün vermeden yirmi beşinci kez havalanıyor.



Edebiyat Ve Ya L L K Karabatak 63


Edebiyat Ve Ya L L K Karabatak 63
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve Ya L L K Karabatak 63 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


Nasreddin Hoca’nın Gözü Üzerimizde Ali Ural Yeni bir şekilde söylemenin yollarından biridir ironi. İç içe geçmiş iki fotoğraftan görünenin değil görünmeyenin büyüsüyle tazeler hafızaları. Nasreddin Hoca’nın yüzlerce fotoğrafından eşeğe ters binme karesinin öne çıkması boşuna değildir. Herkesin yaptığının tersini yaparak soruları mıknatıs gibi üzerine çekecek sonra da söylemeyi düşündüğü lafı gediğine oturtacaktır. “Eğer düz binip önünüze geçseydim, siz arkada kalacaktınız. Siz öne geçseydiniz, bu defa ben arkada kalmış olacaktım. Böylece size arkamı dönmemiş oluyorum!” Nasrettin Hoca XIII. yüzyıldan bu yana hiç dönmedi arkasını bize, hiç ayırmadı gözlerini üstümüzden. Seyyid Mahmud Hayrânî’nin bu sevimli dervişi, memleketi Sivrihisar’dan ayrılırken kendisini uğurlamaya gelen kale dizdarı Alişar Bey’in sitemi üzerine bineğinden inmiş, sonra semere ters oturarak şöyle seslenmişti oradakilere ve orada olmayanlara: “Mesele sandığınız gibi değil! Bakın gözüm üzerinizde!” Mesele sandıkları gibi değildi. Yine büyük bir yangın çıkmıştı Anadolu’da. Zaman sorumluluk zamanıydı. Kösedağ Savaşı’nı kazanan Moğollar, Anadolu Selçukluları’nı tarihten silmek üzereydiler. Dahası Haçlılar vardı, sürüler halinde akan bu bereketli topraklara. Kalp ehlinin, halkın yaralarını sarma zamanıydı. Madem bölük pörçük olmuştu Müslümanların dirayeti, özlü bir tutkalla yapıştırmalıydılar. Madem Selçuklu devleti elden gitmişti, Ertuğrul Gazi’ye yol açmalıydılar. Mevlâna Celâleddin (1207-1273), Hacı Bektaşı Veli (1208-1271), Yunus Emre (1241-1321), Şeyh Edebali (ö. 1325) nereye koşuyorsa, Nasrettin Hoca da (1208-1284) aynı yere koşuyordu. İşte bu nedenle yüzünü dönmüştü bize, yüzyıllar sürecek yolculuğuna başladığı gün. “Gözüm üstünüzde!” demişti gidişata bırakmayarak kendini. İlk durağı Akşehir’di Hoca’nın. “Akşehir mi!” diyerek küçümsemeyin sakın. Zira ilan etti Hoca. Neredeyse insan orası merkeziydi dünyanın. Hem orada bir göl vardı; bizim gölümüz. Hem bir maya taşıyordu kaşığında; bizim mayamız. Hem sıcacık bir şarkı mırıldanıyordu; bizim şarkımız. Fakat inatçılığımız tutmuştu bir kere. Eşeğine neden ters bindiğini soramayınca bir ümitle soluğu Akşehir’de almıştık. İşte beklediğimiz an! Gölü mayalıyor Hoca! Serpme ağ gibi fırlatmalı soruyu: “Göl hiç maya tutar mı?” “Ya tutarsa!” dedi Hoca ve maya tuttu göl. İşte o gün bu ülkenin evlatları “İmkânsız” kelimesini sildiler kamuslarından. Söğüt’ten fışkıran çınar gölgesini üç kıtaya paylaştırdı. İşte o günden beri bir milletin yüzündeki tebessümün altında hangi derinlikleri saklayabileceğini öğrendi dünya. Nasreddin Hoca durdurursa bineğini diye uykuları kaçtı. Onu komedyen olarak göstermeye çalışarak hikmetini ve ferasetini örtmeye çalıştı. Karabatak, değerlerimizi bir bir hatırlayarak, her sayısında kültürümüzün güncellenmesi için katkı vermeye çağırıyor ilim ve sanat insanlarımızı. Başta Nasreddin Hoca’ya ömrünü adayan şair Mustafa Özçelik Bey olmak üzere 62. sayımızı bir Nasreddin Hoca şehrâyinine çeviren ilim ve kalp ehline teşekkür ederiz. Otuzu aşkın özgün yazıyla okurlarımıza tebessüm ederken Mustafa Özçelik Bey’in Rahşan Tekşen’e söylediği “Beni yerin üstündekilerden çok yerin altındakiler etkiledi,” sözünün altına imzamızı atıyor, Karabatak dergisi olarak cevherlerimizi ihya etme sözü veriyoruz aziz milletimize. O halde Karabatak ummanın derinliklerinden bir kez daha yükselsin semaya. Şiirlerini, öykülerini, denemelerini, makalelerini, çevirilerini, fotoğraflarını, çizimlerini avuçlarınıza bıraksın. Değerli okurlarımızı “İçindekiler” sayfasını açmaya davet ediyoruz, içimizdekileri paylaşmak için.



Edebiyat Ve Ntihal Karabatak 35


Edebiyat Ve Ntihal Karabatak 35
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve Ntihal Karabatak 35 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


Hayal Hırsızlığı Bir insanın cebine elini daldırmakla düş dünyasına sızmak arasında suçun ağırlığı ve cezai müeyyide arasında ne yazık ki orantısızlık vardır. Hayale el uzatma çoğu zaman hafife alınmakta, dahası çekinmeksizin itiraf edilebilmektedir. Kurt Vonnegut “Otomatik Piyano” isimli eseri için Huxley’in “Cesur Yeni Dünya”sından neşeli bir parça yırttığını, ancak onun da Zamyatin’in “Biz”inden neşeli bir parça yırttığını, söyleyebilmiştir. Kimileri Zamyatin’i yağmalayanları Huxley ve Vonnegut’la sınırlı tutmamakta, Ayn Rand’ın “Anthem”, George Orwell’in “1984”, Ursula Le Guin’in “Mülksüzler” isimli eserlerini de “Biz”in uzantıları olarak kabul etmektedir. Kıskançlık yüzünden intihal suçlamaları da söz konusudur edebiyat dünyasında. Gonçarov “Uçurum” adlı romanına duyarsız kalınmasından beş yıl sonra “Tuhaf Bir Hikâye” başlıklı bir yazı kaleme almış, bu şüpheci metinde, bir vakitler özel bir toplantıda “Uçurum” adlı romanından bölümler okuduğunda Turgenyev’in önemli motifleri ve olay akışlarını not ederek daha sonra yazdığı iki romanında kullandığını öne sürmüş, dahası parlak fikirlerini çalarak Flaubert ve Auerbach gibi çağdaşlarına verdiğini iddia etmiştir. “Madame Bovary” ve “Ren Kıyısındaki Çiftlik Evi”inin kendinden çalınan malzemelerle inşa edildiğini düşünen Gonçarov sırf bu yüzden toplu eserlerini yayımlatmak için Turgenyev’in ölümünü beklemiştir. Türk edebiyatının intihal tartışmalarından nasibini alması kaçınılmazdır. Zira insan nerede yaşarsa yaşasın, zaafları ve ihtiraslarıyla aynı insandır. Salih Zeki Aktay, Ahmet Haşim’in evini ziyaret ettiğinde Mercure de France dergisinden kesilen Japon şiirlerinin kupürlerini görüp “Eh, eh, Süvari’nin aslını bulduk!” dediğinde öfkelenen Haşim, “Şiir çalınmaz! Şiir çalınmaz!” diye kükremişse de intihal iddialarından öldükten sonra dahi yakasını kurtaramamıştır. Necip Fazıl, Peyami Safa “Kaldırımlar” şiirinin “Bir Tereddüdün Romanı” adlı kitabından esinlendiğini söylediğinde çılgına dönmüş, “O ve Ben” adlı kitabında şunları söylemiştir: “Eğer bu şiirle onun romanının neşir tarihlerine bakılacak olursa, iş laboratuvar kesinliğiyle de anlaşılır ve bu takdirde Peyami Safa’nın romanındaki o pasajı benden çalmış olması icap eder. Fakat hayır! O pasajla benim şiirim arasında öyle bir keyfiyet farkı vardır ki, Peyami’yi benim evimden çaldığı İsfahan halısını bir çuvala çevirmiş olmaktan tenzih ederim.” (Kaldırımlar şiiri 1927 yılında yayımlanmışken, “Bir Tereddüdün Romanı”nın basım tarihi 1932’dir.) Peyami Safa intihal iddialarından birini de Reşat Nuri’ye yöneltmiş ve “Çalıkuşu” romanının Leon Frapye’nin “Taşra Muallimesi”nden çalındığını ileri sürmüştür. Dosya konumuzdan söz etmeye çalışıyorum, eski fakat hep güncel kalan bir konudan: “Edebiyat ve İntihal.” Bu bağlamda Ahmet Nedim Serinsu “İntihal”; Hasan Akay “Ateş (Ç)Almak Meşru Mudur? İntihal Ne Der?”; Ahmet Sarı “İntihal Üzerine”; Mehmet Ulukütük “Edebî Tahayyülü Yeniden Düşünmek: Taklit ve İntihal Geriliminde İmzaponge ve Mimesis”; Aziza Rüya “Vahşetin Çağrısı ve İntihal”; Mustafa Köneçoğlu “Tuhaf Bir İntihal Kavgası”; Güzide Ertürk “Edebiyatın Daldan Dala Konan Kuşları: Kuzgun ve Guguk” ve Naime Erkovan “Naçiz Sözlerim Bir Gün Toprak Olmalı, Başkalarının Değil” başlıklı yazılarıyla konuya katkı sağladılar. Karabatak röportajlarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Son yıllarda fikir dünyamız için sürdürdüğü soluksuz koşuda örnek bir mücadelenin ismi hâline gelen Sayın Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nu konuk ediyoruz bu sayımızda. “Mensubiyet, Mesuliyeti Yaratır” diyerek medeniyet, mensubiyet, düşünce gibi mihenk taşı kavramlara yeniden ışık tutuyor Sayın Fazlıoğlu. Kendisine sorularını yönelten Mehmet Sabri Genç oldu. Bu sayımızın şairleri Ayşe Sevim, Adem Yazıcı, Hüseyin Akın, Dursun Güzel, Hasan Akay, Mustafa Köneçoğlu, Meryem Kılıç, Şafak Çelik, Nihat Hayri Azamat, Sare Öztürk, Emrah Burak Karakış, Nuriye Erdoğan, Deniz Atay, Filiz Geç, Nazlı Ergin Duran, Cennet İmata, Emirhan Kömürcü, Pınar Yeşil ve Şeymanur Cuvoğlu. Şiir çevirilerinde ise Sare Öztürk ve Nihan Albayrak’ın çalışmaları yer alıyor. Öykülerimiz Emine Batar, Fatma Akdağ, Kamil Yıldız, Aysun Özkan, Tarık Kavraz, Zehra Binark, Hatice Kübra Koca, Hilal Karaman, Kâmil Yeşil, Leyla Polat ve Yunus Develi imzalarını taşırken poetika sayfalarımızda Hasan Akay ve Ali Ömer Akbulut; kitap yazılarımızda Naime Erkovan, “Mara ve Öteki Şiirler”; İlknur Demirci, “Korkuyorsam Sebebi Var”; Berrin Erdoğan, “Sirke Dükkânı” ve Sare Öztürk, “Yazarsam Geçer mi” hakkındaki değerlendirmeleriyle; Hüseyin Yorulmaz, Mahir İz portresine eklediği yeni bir bölümle yer aldı. Ve elbette olmazsa olmaz dostlarımız Sedat Gever, Ertan Ayhan Sertöz, F. Hande Topbaş, Ela Korgan, Tarık Kavraz, Sabahattin Kayış’ın güzel katkılarını zikretmeden geçemeyeceğiz. Karabatak, otuz beşinci kez havalandı.



Edebiyat Ve Mitoloji Karabatak 41


Edebiyat Ve Mitoloji Karabatak 41
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Edebiyat Ve Mitoloji Karabatak 41 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


İNSAN TANRI DEĞİLDİR İnsan olamayınca tanrı olmaya çalıştı beşer. Başaramayınca tanrıya insan zaafları yükleyerek evcilleştirmek istedi onu. Böylece bu üstün ve meçhul varlık karşısındaki korkularından kurtulacak, kendi zaaflarını taşıyan bir tanrıdan en fazla aile bireyleri kadar çekinecekti. Öte yandan tabiat olaylarını anlamlandırmak için de ihtiyacı vardı onlara. Yıldırım düşüyorsa ormana Zeus fırlattığı içindi, deprem oluyorsa tanrılar bir canavarı dağların içine hapsettiklerinden. Mitoloji dediğimizde aklımıza “Eski Yunan”ın gelmesi onların tanrıyla insan arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmaları yüzündendir. Kadim Mısır kedi başlı bir insan olarak görmüştü tanrıyı, Mezopotamya kuş başlı adam ya da boğa başlı aslan olarak. Sarhoş tanrılar, öfkeli yarı tanrılar ürettiler kendine benzetebilmek ve kendi zaaflarını yontmak zorunda kalmamak için. Gün geldi başına açtığı kalabalık tanrılarından sıkıldı da gözünü tek bir yaratana çevirdi. Fakat insan bu, sıkılması ve taşlarını elleriyle dizdiği yolu yine kendi elleriyle bozması gecikmedi. Baktı ki dünya değişti ve bu kadar hırslı, kindar tanrıyla birlikte dönemedi. İşte o zaman hayallerindeki tanrıları eserlerine taşıyarak her birini sonsuza kadar yaşattı ve üzerlerinde hâkimiyet kurarak onların tanrısı konumuna yükseldi. İnsanın bu kadim çıkmazından esinlenerek biz de dosya konumuzu “Edebiyat ve Mitoloji” olarak belirledik. Hasan Akay “Şiirde Paganist Eğilimler ve Mit Meselesi!”; Mehmet Sabri Genç “Mitosun Yumuşattığı Balçık: Edebiyat”; Şaban Çobanoğlu “Trajediden Modern Anlatıya, Musikiden Sûfizme Ruha Üflenen Kadim Bir Nefes: Katarsis”; Dursun Ali Tökel “Yitik Mitik Varoluşta Edebiyat Yapmak”; Ünal Çelik “Beyaz Lisanın İzindeki Şair: Yahya Kemal”; Oğuz Şenses “Âşık Ömer Divanı’nda Geçen Mitolojik Şahıslar”; Güzide Ertürk “İlahi Komedya’da Mitoloji”; Ertuğrul Aydın “Edebiyatın Zamanlararası Çatısı: Mitoloji”; Hayrettin Orhanoğlu “Mitoloji Şiirin Nesi Olur?”; Jale Nur Turgut “Öykü ve Mitoloji Eveline (James Joyce)”; Tuğba Eroğlu “Geçmişten Bir Alıntı: Şamanlar ve Yüzleri” ve İsmail Güleç “Mitoloji, Efsane, Menkıbe” başlıklı yazılarıyla dosyamızı unutulmaz kılan kalemlerimiz. Konumuz mitoloji olunca bu alanda önemli çalışmalara imza atmış bir ismi ağırladık röportaj sayfalarımızda: Aydın Afacan. Mitolojinin birçok yönünü “Mitler Edebiyatı Hiçbir Zaman Terk Etmedi” diyen Aydın Afacan’la Ercan Yılmaz konuştu. Bu sayının şairleri Şafak Çelik, Meryem Kılıç, Hüseyin Akın, Âdem Yazıcı, Ayşe Sevim, Hasan Akay, Mustafa Köneçoğlu, Mustafa Uçurum, Sümeyra Yaman, Sevgi Yerlioğlu, Rukiye Suak, Betül Aksakal ve Bahaddin Tuncer. Öykücüleri Aziza Rüya, Bünyamin Demirci, Ela Korgan, Fatma Tavukçuoğlu, Özlem Göktaş ve Hülya Sarıhan. Ahmet Erbil ise bir Charles Dickens öyküsü çevirisiyle sayfalarımızda yerini aldı. Uzun bir aradan sonra Hüseyin Su bir denemeyle yer alıyor Karabatak’ta. Hoşgeldiniz, diyor, deneme bölümümüzde bu yetkin yazıların devam etmesini ümit ediyoruz. Deneme sayfalarımızın diğer ismi ise bir süredir spor imgelerini edebiyata dönüştüren Tuğba Ekiz. Poetika bölümüyse Ali Ömer Akbulut’la yine zengin bir içerik kazanıyor. Projektör’ün bu sayıdaki konuğu genç bir şair: Şafak Çelik. Kitap bölümümüzde Şafak Çelik, Mustafa Sarı’nın ilk şiir kitabı “Aksak Engerek”i; Sümeyra Yaman, Filiç Geç’in ilk şiir kitabı “Alışılmadık Deniz”i; Sare Öztürk, Bülent Özdemir’in ilk şiir kitabı “Hiç ve Her Şey”i, Ahmet Can, Sare Öztürk’ün ilk şiir kitabı “Sordum Sarı”yı okurlarımız için tanıttı. Ve elbette olmazsa olmaz dostlarımız: Gezi yazısıyla F. Hande Topbaş, bu yazının fotoğraflarıyla M. S. Topbaş, tiyatro eleştirisiyle Derya Özer, öykü çizimleriyle Ayşe Ural, kara kalem çalışmasıyla Ertan Ayhan Sertöz, “Çizginin Ötesi” sayfasıyla Sabahattin Kayış ve dergimizin diğer görsel sanatlarının mimarı Sedat Gever. Karabatak, kırk birinci kez havalanırken “Maşallah” diyoruz kırk bir kere.



Emperyalizme Kar Edebiyat Karabatak 30


Emperyalizme Kar Edebiyat Karabatak 30
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Emperyalizme Kar Edebiyat Karabatak 30 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


Karabatak Beş Yaşında “Ötesini Söylemeyeceğim” şiirinde Sezai Karakoç on yaşında bir çocuğun ağzından Tunus’u işgal eden sömürgecilere karşı hakikatin sesini yükseltiyordu: “Sizin defolup gitmenizi istiyorum işte o kadar / Ali de istiyor ama söylemekten çekiniyor / Hâlbuki siz insanı öldürmezsiniz değil mi…” Son cümle bir soru cümlesi değil. Çocuktan veriyor haberi Karakoç: Emperyalistler öldürür. İnsanlığın düşmanıdır emperyalizm. Başkasının ekmeğini çalmakla kalmaz bir de öldürür onu. Bununla da yetinmez kendisini sevmemizi ister. Dahası başarır da bunu, içimizden âşıklar yaratır kendisine; ne söylese inanacak, ne yapsa mazur görecek âşıklar… İnsanın safında olmayan sözün edebi değerinden söz edilemez. Bu yüzden söz sahiplerine düşen, insanın yanında yerini almak ve hakikati söylemektir. “Ötesini Söylemeyeceğim” diyordu on yaşındaki Tunuslu çocuk. Ötesi söylenemeyecek kadar insanlık dışıydı çünkü. Otuzuncu sayısıyla Karabatak beş yılını geride bırakmış bulunuyor. Bir çocuk diyebiliriz ona. Beşinci yılında dili ne kadar dönerse ötesini söylüyor: “Emperyalizme Karşı Edebiyat” Hasan Akay “Barbarlar bar bar Bağırıyorlar: Uygarlık Getirdik!”; Mehmet Sabri Genç “Metafizik Bir Varlık Olarak İnsan Versus Fiziksel Bir Varlık Olarak Emperyalizm”; Abdullah Harmancı “Edebiyat Dergisi Şairlerinde Emperyalizm Karşıtlığı”; Bahtiyar Aslan “Anti Emperyalist Bir Kalem: Cengiz Dağcı”; Mehmet Ulukütük “Oryantalizm, [Post]Kolonyalizm, Hümanizm ve İktisat Gölgesinde Emperyalizm ve Edebiyat”; Mesut Koçak “Yazmak, Yaşamak ve Yaşatmak: Mehmed Akif’te Anti-Emperyalist Söylem”; Naime Erkovan “Hayal Yorgunu”; Güzide Ertürk “Ormanın Ortasında Bir Öteki”; Ali Sürmelioğlu “Kontrpuantal Bir Edward Said Okuması: Bir Diyarı Arıtmak”; Aziza Rüya “Bu Memleket Bizim”; Sümeyra İkiz “Altınlar Ülkesi”; Mehmet Oğuz Yenidünya “Ölümlerine Şarkı Yapılmamış Çocukların Hatırına”; Ahmet Can “Toprağını Konuşmak” ve Muhittin Işık “Öteki’nin Diline Musallat Olmak ya da Dilini Başına Yıkmak” isimli yazılarıyla tarihe not düştülerbu dosyada. Otuzuncu sayımızın röportaj konuğu, yine bir gönül insanı. Ebruzen Hikmet Barutçugil. “Tefekkür Teknesi” olarak nitelendirdiği sanatının felsefesini, inceliklerini ve macerasını Hande Topbaş ve Sümeyra İkiz’e anlattı. Bu sayının şairleri Hüseyin Akın, Ayşe Sevim, Süleyman Unutmaz, Nurettin Durman, Dursun Güzel, Hasan Akay, Emirhan Kömürcü, Ahmet Can, Ali Seyyah, Şafak Çelik, Yusuf Koşal, Meryem Kılıç, Sümeyra Yaman, Yusuf Duruk, Berke Camekan, Ömer Korkmaz, Adnan Metin, Fuat Eren, Cennet İmata, F. Nuriye Torun, Muhammed İkbal Yıldırım, Filiz Geç ve Nihan Sağlam. Çeviri şiirde Mehmet Oğuz Yenidünya ve Nihan Albayrak dünya edebiyatından iki şiiri paylaştılar Karabatak okurlarıyla. Öykücülerimiz ise Kâmil Yeşil, Yunus Develi, Ali Işık, Emine Batar, İlknur Demirci, Özlem Metin, Tarık Kavraz, Ünzile Akkan, Hilal Karaman ve Sıddık Yurtsever. Poetika sayfalarında Hasan Akay ve Ali Ömer Akbulut yer alırken deneme sayfalarında Necati Mert, Ali Ömer Akbulut ve Enes Talha Tüfekçi; kitap sayfalarında Aziza Rüya “Melek Kayıtları”; Bünyamin Demirci “Islıkla Çağrılan”; Mehmet Babalıoğlu “Yeraltı Bulutları”; Meryem Kılıç “Yitik Oyun”; Ela Korgan “Bir Kurt, Bir Kadın, Bir Horoz” ve İlknur Demirci “Ayın Parlak Zamanı” isimli eserleri incelediler. Ve elbette olmazsa olmaz dostlarımız F. Hande Topbaş, Rahşan Tekşen, Hüseyin Yorulmaz, Songül Koç, Sedat Gever, Ertan Ayhan Sertöz, Ayşe Ural ve Çayan Özvaran’ı hatırlatmalıyız. Karabatak otuzuncu kez havalandı



Mehmet Ik Ve Edebiyat Karabatak 38


Mehmet Ik Ve Edebiyat Karabatak 38
DOWNLOAD
AUDIOBOOK
READ ONLINE
Author : karabatak.org
language : tr
Publisher: Şule Yayınları
Release Date :

Mehmet Ik Ve Edebiyat Karabatak 38 written by karabatak.org and has been published by Şule Yayınları this book supported file pdf, txt, epub, kindle and other format this book has been release on with Literary Criticism categories.


MEHMETÇİK VE EDEBİYAT Bu sayımızı kahraman ordumuza ithaf ediyoruz. İnsanı keşfetme yöntemlerinden biridir edebiyat; meçhulü ve malumu. Bazen bilinenlerin bilinmeyenlerden daha fazla keşfedilecek tarafı vardır; görünende ne çok görünmeyen saklı. Mehmetçik bizim için meçhul bir varlık değil kalbimizdir, yaşatmak için çarpan. Bu sıcak kelimede Muhammed vardır, muhabbet vardır, merhamet vardır. Hakkı vardır şiirlerle, hikâyelerle, romanlarla anılmaya. Napolyon’un Rusya seferi Tolstoy’a “Harp ve Sulh”u yazdırdı, I. Dünya Savaşı Remarque’a “Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”u. Mehmetçik başlı başına bir âlem; fedakârlık bir kurgu değil onda, bir hakikat. Fakat bu hakikate hakkıyla nüfuz edebilmemiz için üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getiren Mehmet Akif, Yahya Kemal, Kemal Tahir, Tarık Buğra, Attila İlhan ve Mustafa Necati Sepetçioğlu gibi eski şair ve yazarlarımızın yanı sıra yenilerine ihtiyacımız var, taze kana. Zira hakikat hayal aynasına defalarca düşmeden ışığını yansıtamıyor. Şiirler, hikâyeler, makaleler yazdık bu sayımızda Mehmetçiğe şükranlarımızı ifade etmek için: “Mehmetçik ve Edebiyat” başlıklı dosyamızda Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu “Asker Millet Olarak Hz. Muhammed’i Sevdiğini Söylemek: Mehmetçik”; Hasan Akay “Şehid Oğlu Bir Şairin Bir Başka Şair Tarafından Savunulması!”; Ali Sürmelioğlu “Elemim Bir Yüreğin Kârı Değil”; Ercan Yılmaz “Benden Bir Kahramanlık Neşidesi mi Bekliyordunuz?”; Mustafa Köneçoğlu “Biz Neyiz ya da Mehmetçik Bizim Kimimiz Olur”; Oğuz Şenses “Söz Ola Kese Savaşı”; Serhat Demirel “Yahya Kemal Beyatlı’nın Şiirinde ‘Mümin Bir Nefer’ Olarak Türk Askeri”; Hüseyin Tunca “Gün Akşamlıdır Devletlim; Dün Doğduk, Bugün Ölürüz!..” ve Naime Erkovan “Kızılelma Kalbindir” başlıklı yazılarını kaleme aldılar. Karabatak yine önemli bir röportaja imza attı. Fikir adamlarımızdan Savaş Ş. Barkçin “Şehir Tükenmiş ise İnsan da Tükenmiştir” başlıklı röportajında medeniyete, insan inşasına, kültüre ve daha birçok konuya, Mehmet Babalıoğlu’nun sorularına verdiği cevaplarla ışık tutarak düşünceyle duyguyu harmanladı. Bu sayımız için Mehmetçik konulu öykülerini kaleme alan öykücülerimiz Mehmet Babalıoğlu, Bünyamin Demirci, Hatice Tekin, Aziza Rüya, Hilal Karaman, Ali Murat Binark, Rabia Tümkor, Güvercin Gündoğdu ve Yelda Özdemir. Deneme sayfalarımızda Ali Ömer Akbulut ve poetika sayfalarımızda Hasan Akay yer alıyor. Derya Özer tiyatro bölümümüzde “Palto” isimli oyunu kaleme alırken Şafak Çelik sinema incelemesiyle “Suyun Sesi” filmini okurlarımıza tanıtıyor. Bu sayıya özel Mehmetçik konulu şiirlerimizin şairleri ise Adem Yazıcı, Meryem Kılıç, Hüseyin Akın, Şafak Çelik, Sümeyra Yaman, Kamil Remzi Cin, Cennet İmata, Ali Seyyah, Sare Öztürk, Mustafa Sarı, Filiz Geç, Elif Balcı ve Yasemin Zengin. Kitap tanıtımı bölümümüzde ise Özlem Metin, “Bisiklet Dersleri”ni inceliyor. Ve elbette olmazsa olmaz dostlarımız F. Hande Topbaş, Rahşan Tekşen, Ertan Ayhan Sertöz, Sedat Gever, Ayşe Ural, M. S. Topbaş ve Sabahattin Kayış’ı andıktan sonra Karabatak’ın, otuz sekizinci kez havalanmaya hazır olduğunu söyleyebiliriz.